HALKBANK 86 YAŞINDA!
Küçük esnaf ile sanatkârların desteklenmesi ve halk bankacılığının geliştirilmesi amacıyla 1938 yılında faaliyete geçen Halkbank, kesintisiz hizmetiyle daha da büyüyerek birçok iş kolunun kurulmasına öncülük etti. Yazımızda bankamızın kuruluş hikâyesini okuyabilirsiniz.
1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı ve 1929 Dünya Ekonomik Buhranı, ülkemizi mal darlığı, hayat pahalılığı ve yüksek faiz baskısı altında ağır ekonomik şartların yaşandığı bir ortama sürükler. Öncelikle dengeli bir toplum yapısının gereğinin bilincinde olan genç Türkiye Cumhuriyeti, küçük esnaf ile sanatkârların desteklenmesini ve halk bankacılığının geliştirilmesini hedefler. Ancak cumhuriyetin ilk yıllarında sermaye birikimi, üretim alanlarının sınırlılığı, özel sektörün azlığı nedeniyle yaşanan ekonomik güçlükler kredi kurumlarının ortaya çıkışını engeller.
23 Mayıs 1938 yılında faaliyete geçen “Türkiye Halk Bankası”nın kurulmasının temelinde Büyük Önder Atatürk’ün “Küçük esnafa ve büyük sanayi erbabına muhtaç oldukları kredileri kolayca ucuza verecek bir teşekkül vücuda getirmek ve kredinin normal şartlar altında ucuzlatılmasına çalışmak da çok lazımdır.” fikri kılavuz olur.
Çeşitli dünya ülkelerindeki kooperatif hareketlerine paralel olarak gelişme gösteren halk bankacılığı, bankamızın kurulmasıyla beraber ülkemizde de başlar. 1938-1950 yılları arasında finansman sağladığı Halk Sandıkları kanalıyla kredi hizmetlerini yürütür. İlk Halk Sandıkları Ankara ve İstanbul’da kurulur. Sandıklar kuruldukları illerde bulunan esnafın, küçük sanat ve ticaret erbabının kooperatifler kurmasını teşvik ederek her iş kolunun kendi içinde örgütlenmesine önemli katkılarda bulunur. Bu örgütlenme biçimlerinin Halk Bankası ve Sandıkları ile yaygınlık kazanması dokumacılık, balıkçılık, dericilik gibi iş kollarının daha da gelişmesine ve verimliliklerinin artmasına önemli katkılar sağlar.
1950 yılından sonra Halkbank’a doğrudan şube açma ve kredi kullandırma yetkisi tanınır. 1963 yılında adı “Türkiye Halk Bankası” olarak değiştirilir ve “Halk Sandıkları” banka şubelerine dönüştürülür. 1964 yılının başından itibaren sermayesini artıran ve aktif bir çalışma temposuna girerek ülke çapında şubeleşme politikası uygulayan bankamızın mevduat ve kredi hacmi giderek yükselir. Halkbank orta sınıf ve onun ekonomideki temsilcisi konumunda olan esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelerin sektördeki ilk bankası olur. Temel kredi politikasını öncelikle hedef kitlesinin kredilendirilmesi ve kredi kullandırma koşullarının iyileştirilmesi üzerine kuran bankamız, faaliyetlerini yıllar itibariyle geliştirir ve bankacılık sektöründe önemli bir konuma ulaşır.
2000 yılına gelindiğinde kamu bankalarının çağdaş bankacılık ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılma süreci başlar. 2001 yılında bankamızda organizasyon yapısı, çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre tamamen değiştirilir. Operasyon ağırlıklı bankacılık anlayışına müşteri odaklı pazarlama faaliyetleri eklenir. Yeni yapıda, müşteri segmentasyonu kapsamında, özellikle KOBİ’ler ile orta ve orta üstü gelir sahibi bireysel müşterilere ayrıcalıklı ürün ve hizmetler sunmak; müşteri odaklı, kaliteli hizmet anlayışını geliştirmek önem kazanır. 2000’li yıllar Türk bankacılık sektörü satın almalar, birleşmeler, yabancı yatırımcıların piyasaya girişi ile yeniden şekillenmektedir.
Halkbank yurt çapında yaygın şubeleri ve yurt dışı temsilcilikleri ile hizmet vermeye devam etmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ekonomisinin temelini oluşturan esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin yanı sıra üretim, yatırım ve istihdamın artışına katkıda bulunan tüm girişimcileri çağdaş bankacılık anlayışıyla desteklemeye sektörün güçlü ve güvenilir bankası olarak devam edecektir.
1,541 okunma