TÜRK VE DÜNYA SİNEMASININ EN İYİ BABALARI
Aşağıda sinema tarihinde yerini almış baba karakterlerini ve onlara hayat veren oyuncuları göreceksiniz. Yufka yürekli, tatlı-sert, otoriter, fedakâr, korumacı ama özü sevgi dolu babalar onlar… Kimi belki size babanızı anımsatacak, belki “benim babam bütün bu karakterlerin toplamı” diyeceksiniz, belki kimi babalar da karakterlere bakıp “ben de olsaydım böyle yapardım” diyecek. Öyle ya da böyle, bu filmler “baba” dendiği vakit akan suların durduğu duygu yüklü dünyalarımıza gelsin…
Fabrikatör Fehmi Haznedar çocuklarından başarı haberleri beklerken haylazlık hikâyeleriyle karşılaşınca, “Adam olamıyor, beni anlayamıyor, büyümüyorlar!” diye serzenişe geçer. Ceza olarak oğulları Ferit, Fazıl ve Ferdi’yi fabrikasına işçi yapmayı akıl eder. Sonradan gelişen olaylar ise pos bıyıklı Fehmi Bey’in disiplin isteyen sertliğini pamuk kıvamına çevirmekte gecikmez.
II.Dünya Savaşı’na doğru gidilirken karısı ve oğluyla birlikte toplama kamplarına götürülen bir babanın onları korumak için gösterdiği çabanın yüceliği filmin sonunda elimize kalandır. Küçük oğluna, kamptaki her şeyin bir oyun olduğunu ve eğer kazanırlarsa doğum günü için istediği tankı kazanacaklarını söyleyen babanın fedakârlıkları film boyunca yüreklere su serper.
“Yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz. Biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme. Dokunma çocuklarıma. Dokunma oğluma! Dokunma gelinime!” Ve işte bütün babacanlığı ile karşınızda Yaşar Usta…
19. yüzyıl sonlarında Montana’da bir çiftlikte üç oğlunu annesiz olarak büyüten savaş gazisi Albay William Ludlow’un hem çocuklarına hem çiftlik çalışanlarına duyduğu insan sevgisi filme damgasını vurur. Aynı kadına âşık olan üç oğlunu bazen sevgiyle bazen öfkeyle yola getirmeye çalışırken verdiği en büyük ders onlardan hiçbir zaman vazgeçmemektir.
İki kızından birini isteyen ağaya “Aman ağam sonra söylemedi deme, ikisi de benim kızım ama Necmiye biraz kaçıktır, Nazmiye ise gönlü açıktır” diyecek kadar kızlarını tanıyan ama bir o kadar da onları sahiplenip yanlarında olan bir baba vardır karşımızda. Yumuşak başlı bu baba kızlarından birine söz geçirmekte biraz zorlanır ama sevgi alıp vermekte hiç zorlanmaz.
Emekli CIA ajanı Jack Byrnes, ailesine karşı fazla koruyucu, ailesine katılmaya çalışanlara karşı da fazla şüpheci olan babadır. Ve kızı Pam tanıştırmak üzere eve bir damat adayı getirdiğinde Jack’in bütün bu özellikleri su yüzüne çıkar. Kızının erkek arkadaşı Greg’e tam anlamıyla kök söktüren baba sonunda yelkenleri suya indirerek içindeki gerçek duyguyu, yani şefkatli sevgiyi açığa çıkarır.
“Burda duraydım böyle, tam burda. Böyle kollarımı açaydım iki yana, tutaydım onu. Gitme diyeydim gitme Sadık. 15 sene evvelsi tutaydım Sadığımı, sarılaydım böyle evladıma, gitme diyeydim…” Evlatlıktan reddettiği oğlu ve küçük torunu ile yaşadığı buluşma Hüseyin Efendi’nin kalbindeki buzların erimesini sağlar. Oğluyla tekrar buluşmuşken hastalık neticesinde kaybeden babanın yukarıdaki ağıtı ise sinema tarihindeki yerini çoktan almıştır.
İş yaşamı talihsiz bir biçimde ilerleyen Chris, küçük oğlu Christopher’la birlikte maddi güvencesi olmayan bir hayat sürerken onun umudunu kaybetmesine asla izin vermez. Oğluna öğütleri de hep bu yönde olur: “Kimsenin sana bir şeyi yapamayacağını söylemesine izin verme. Bir hayalin varsa onu korumalısın… Bir şeyi istiyorsan, git ve al!”
Uzun zamandır görüşemediği çocuklarını hafta sonu için göl kenarındaki evinde toplayan yaşlı baba, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu düşünürken saatler ilerledikçe hayal kırıklığına uğrayacağı gerçeklerle karşılaşır. Filmdeki baba, büyük ilgi ve alaka ile büyüttüğü çocuklarının çıkmazları karşısında, “Biz bu çocukları iyi yetiştiremedik mi acaba?” diye sorarak kendinde hata aramaktan da çekinmeyen ince düşünceli bir babadır. Yengeç Sepeti aynı zamanda, 1995 yılında hayatını kaybeden usta oyuncu Sadri Alışık’ın seyirciyi sinema perdesinden selamladığı son filmidir.
1,230 okunma