Ayların Adları Nereden Geliyor?
Bir yılı 12’ye bölen aylar isimlerini nereden almış birazdan anlatacağız… Ama bu zaman dilimlerine neden “ay” dendiğini ifade etmeden geçmeyelim: Dünyanın uydusu olan Ay’ın, hilal/ilk dördün/dolunay/son dördün evreleri arasında geçen süre toplamda 4 haftaya karşılık geliyor. Ve bu sebeple 4 haftalık sürelere de “ay” deniyor. Gelelim her birinin ismine…
Yılın en soğuk aylarından Ocak’ın adı, sıcacık yanan “fırın”dan geliyor. Ocak, diğer bir anlamda da bacası tüten yuva, yemek pişirilen alan demek ve bu haliyle kış mevsiminde duyulan sıcaklığı ifade ediyor.
Şubat kelimesi Süryanice “şabat” sözcüğünden Türkçeye geçmiş… Anadolu Süryanilerinde şabat “dinlenme günü” anlamına geliyor; dolayısıyla tarımın yapılmadığı şubat ayı da “dinlenme ayı” olarak kabul görmüş.
Şaşıracaksınız ama ilkbaharın habercisi bu güzel ayın adı Roma savaş tanrısı Martius’tan geliyormuş. Hatta bu ayın adı aynı sebepten Almancada März, Fransızcada Mars, İspanyolcada Marzo ve Hollandacada Maart…
İlkbaharı resmi olarak başlatan ay Mart ise de çiçekler en çok Nisan’da açtığı, güneş daha çok Nisan’da kendini göstermeye başladığı için bu aya Farsçada “ilk meyve-taze mahsul” anlamına gelen “Nisan” adı verilmiş.
Mayıs ayının adı Latince “Maius menelis”den geçmiş Türkçemize… Kavram “Maia’nın ayı” anlamına geliyor. “Maia” ise yağmur ve bereketle ilişkilendirilen Yunan tanrıçasının adı.
Ve Haziran’la birlikte yaz gelir… Gündönümüyle birlikte gece ve gündüzün süreleri değişir; güneş ışınları daha bir dikleşerek sıcaklığını hissettirir. Adının hakkını veren bir ay Haziran! Çünkü bu kelime “sıcak” anlamına geliyor ve dilimize Süryaniceden geçmiş.
Bir ifadeye göre Babil ve Asur tanrısı olarak kabul edilen “tammūz”un adı Temmuz ayına verilmiş. Başka bir bilgi, ayın adını Soğdcada “cehennem” anlamına gelen “tamu” sözcüğünden aldığı yönünde… Bu da “cehennem gibi sıcak” demenin başka bir yolu olsa gerek…
Latince “Augustus menilis” Türkçede “Augustus’un ayı” demek oluyor. Tahmin ettiğiniz gibi Ağustos ayının adı da buradan geliyor. Augustus, Roma’nın ilk imparatoru olan Gaius Julius Caesar Octavianus’un “yücelme” anlamına gelen lakabıymış.
Arapçadaki “eylül” sözcüğü değişmeden dilimize geçmiş. Kelimenin Arapçaya Süryaniceden; Süryaniceye Akadçadan geçtiği düşünülüyor. Akadçadaki anlamı ise kimi kaynaklara göre “hasat festivali zamanı” kimi kaynaklara göre “sevinçten haykırmak” demek.
Yılın 10’uncu ayının “Ekim” adını alması 10 Ocak 1945 tarihli yasayla belirlenmiş… Ekim ayında tarlalara ekimler başlıyor, dolayısıyla isim tam yerini bulmuş. Ayın Eski Türkçedeki adı ise “teşrinievvel” ya da “birinci teşrin” imiş.
Arapçada “taksim eden-bölen” anlamına gelen “ḳāsim” sözcüğünden geliyor Kasım ayının adı… Çok önceleri Anadolu’da insanlar yılı ikiye bölermiş… Kasım’da başlayıp Hıdırellez’e, yani Mayıs başına kadar süren günlere “kasım günleri”, diğer yarısına da “hızır günleri” denirmiş.
Yılın son ayının adı neden bir “aralığa” işaret ediyor dersiniz? Cumhuriyetten önce “kânunuevvel” olan ayın adı meğer Kasım ile Ocak ayları arasında kaldığı için “Aralık” olmuş!
12,237 okunma