Nefesi Notalara Dönüştüren 9 Üflemeli Çalgı
Üflemeli bir çalgı olan flüt ile ilkokulda tanışmış nesillerden olduğumuz için bu konuya çok da uzak sayılmayız. Yetenek kadar nefes de gerektiren bu enstrümanlardan topraklarımızda ve dünyada ortaya çıkmış 9 tanesini listemize alıyoruz.
Çam düdüğü, yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz, icatçısı Hayri Dev’e UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” ödülünü kazandırmış yerel bir enstrümandır. Adından da anlayacağınız gibi çam ağacından, bilhassa ilkbaharda yeni sürgün veren dallarından yapılır. Kolaylıkla cebe sığan boyutuyla özellikle Akdeniz’deki Teke yöresinde çobanların gözde çalgısıdır.
Özellikle tasavvuf müziği denince akla ilk gelen çalgıdır ney… Pek çok saz “çalınırken”, bildiğiniz gibi ney “üflenir”. Tabii bu tabirin altında yatan derin bir felsefe vardır ve ney öğrenmek isteyenler sadece enstrümanın değil bu felsefenin de öğrencisi olurlar. Dokuz boğum yedi delikten meydana gelen ney çeşitli boyutlarda olabilir. Günümüzde bilinen en eski ney Amerika’da Philadelphia Üniversitesi Müzesi’nde sergilenmektedir ve 5000 yıl öncesine aittir.
Klarnet, metal ile özellikle abanoz gibi sert ağaçlardan yapılan bir üflemeli çalgıdır. Keşfi 1700’lü yıllara uzanır. Beş bölümden oluşur ve farklı boyutlarda/şekillerde olabilir. “Klarnet taksimi” ifadesini illa ki duymuşsunuzdur; kulaklardan gitmeyecek bir müzik şöleni için virtüözünden olmak kaydıyla mutlaka bir taksim dinlenmelidir.
Memleketimizde davul deyince akla zurna, zurna deyince davul gelir. Bu muhteşem ikili pek çok bölgemizin düğününde derneğinde olmazsa olmazdır. Dahası, 3000 yıllık bu keskin sesli enstrümanın kullanım alanı Balkanlar’dan Çin’e kadar uzanır. Erik, kayısı gibi ağaçlar zurnanın ana malzemesidir.
Tulumun gövdesi çebiç adı verilen oğlak derisinden yapılır. Bu gövdenin hava ile doldurulması için ön ayaklardan birine ahşaptan müteşekkil ağızlık, diğerine, üzerinde delikler bulunan nav takılır. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde tulumun Trabzon civarında yaşayan insanlar tarafından icat edildiği geçer, fakat Orta Asya’dan çıktığı bilgileri de mevcuttur. Ülkemizde tulum ezgilerine özellikle Artvin müziğinde rastlamak mümkündür.
Nefesli çalgılardan obua ise Fransız müzisyenler tarafından 1600’lü yıllarda icat edilmiştir. Abanoz, gül ağacı ilk tercihler olmak üzere şimşir, sedir ağaçlarından da yapılır. Bu klasik çalgı için Haydn, Mozart, Beethoven gibi sanatçılar solo besteler üretmiştir. Ülkemizde de bu besteleri çok iyi icra eden, yurt dışındaki festivallerden ödüllerle dönen obua sanatçılarımız vardır.
Firavun Tutankamon’un mezarında bulunan trompet, bize bu enstrümanın icadının oldukça eskilere dayandığını söylemektedir. Bakırdan yapılan bu nefesli çalgı ağızlık, boru, kalak denen bölümlerden oluşur ve düzenli olarak temizlenmesi, sık sık bakımının yapılması gereklidir.
Trombon da trompet gibi bakır nefesli çalgılar grubundandır. Üzerinde, boru uzunluğunu değiştirerek farklı notalarda sesler çıkarmasını sağlayan bir sürgü vardır ve buna kulis adı verilir. Çalgının ilk kez 15. yüzyılda kullanıldığı bilinmektedir. Caz müziği denince saksafonla birlikte ilk akla gelenlerdendir.
Saksafon “Sax’ın sesi” anlamına geliyor. Pirinçten mamul, genellikle koni ve S şeklinde olan enstrüman bu adını Belçikalı tasarımcısı Adolphe Sax’dan almıştır. Önceleri maliyeti nedeniyle verniklenmeyen ve nikelle kaplanan saksafon, günümüzde saydam vernik, altın ya da gümüşle kaplanıyor.
2,332 okunma