9 Madde İle Ünü Denizleri Aşan Kaptan-ı Derya Hızır Reis Barbaros Hayrettin Paşa
Osmanlı Donanması’nın gelmiş geçmiş en büyük kumandanı Barbaros Hayrettin Paşa; hayat hikâyesi, cesareti ve stratejik yetenekleriyle bir efsane olmuş, Akdeniz’de donanması olan devletlerin yüreğine ise korku salmıştır. Dünyanın en büyük denizcilerinden biri olan bu kahramanın öyküsüne göz atmak isterseniz, 9 maddelik listemizle tarihin heyecanlı sayfalarına yolculuk edebilirsiniz.
Bir tımarlı sipahi olan Yakup Ağa’nın dört oğlu da kaderlerini denizci olarak belirlediler ama bu kardeşlerin sadece bir tanesi dünya çapında tanınan, düşman donanmalarına korku salan bir komutan olacaktı: Osmanlı’nın en iyi denizcisi, namı dünyanın dört bucağında duyulan Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa.
Midilli Adası’nda dünyaya gelen Kaptanpaşa’nın adı doğduğunda Hızır’dı. En büyük ağabeyi Oruç Reis ve diğer kardeşleri ile beraber ticarete atılan Hızır Reis’in hayatını değiştiren olaylardan biri bu sırada Oruç Reis’in Rodos Şövalyeleri’ne esir düşmesi oldu. Fakat Oruç Reis daha sonra kaçarak esaretten kurtulmayı başardı ve böylece Oruç ve Hızır kardeşlerin korsanlık günleri başladı.
Korsanlıkta tüm Akdeniz’e nam salan kardeşler, Cerbe adasını kendilerine üst edindiler. Bu cesur reisler durmak bilmeyecek ve önce Tunus’ta daha sonra ise Cezayir’de toprak edineceklerdi. Fakat Oruç Reis İspanyollarla yapılan bir savaşta hayatını kaybetti ve Hızır Reis tüm topraklarının başına geçti.
Barbaros Hayrettin Paşa, yani o zamanki adıyla Hızır Reis, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından Cezayir Beylerbeyliği’ne getirildi ve Cezayir Osmanlı toprağı oldu. Ne var ki Cezayir Hızır Reis ve Cenevizli Amiral Andrea Doria arasında bir rekabete şahit olacak ve sırasıyla iki denizcinin de hâkimiyeti altına girecekti.
Fakat Andrea Doria’nın bu saldırıları artık Osmanlı tahtına geçmiş olan Kanuni Sultan Süleyman’ı memnun etmeyecekti ve bu durum Hızır Reis’i İstanbul’a huzuruna çağırmasına sebep olacaktı. Böylece Kanuni Sultan Süleyman’ın ona uygun gördüğü “Hayrettin” ismiyle beraber, Osmanlı Donanması’nın kumandanlığını yani Kaptan-ı Derya unvanını da kazanacaktı.
Barbaros Hayrettin Paşa donanmanın başına geçtikten sonra her geçen gün Osmanlı’nın Akdeniz’deki hâkimiyeti daha da arttı ve başarılı Kaptan-ı Derya’nın sayesinde Akdeniz tamamen Osmanlı Devleti’nin kontrolüne geçti. Bu durum buralarda hâkimiyet kurmak isteyen diğer devletlerin hiç hoşuna gitmeyecekti. Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan bir Haçlı Donanması kuruldu ve tarihte iz bırakacak Preveze Deniz Savaşı başladı.
Bu savaşta Barbaros Hayrettin Paşa önderliğindeki Osmanlı Donanması büyük bir galibiyet kazanacak ve Osmanlı’nın en büyük amiralinin ismi tarihe altın harflerle yazılacaktı. Haçlı kuvvetleri bu büyük yenilginin öcünü almak için çeşitli taarruzlarda bulundularsa da Barbaros Hayrettin Paşa tarafından püskürtüldüler.
Barbaros ismini kızıl renkteki sakalından aldığına inanılan Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı’nın en efsanevi denizcisi olmasının yanında, Divan-ı Hümayun’a katılan ilk Kaptan-ı Derya olma şerefine de erişti. Üstelik kendisi gibi başarılı birçok denizci de yetiştirdi, Turgut Reis, Piri Reis, Salih Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis ve Kılıç Reis denizciliği Barbaros Hayrettin Paşa’dan öğrendiler.
Günümüzde de büyük saygı gören bir tarihi karakter olan Barbaros Hayrettin Paşa’nın yaşam hikâyesi o kadar dolu dolu ve ilginçtir ki Kanuni Sultan Süleyman kendisinden otobiyografisini yazmasını istemiştir. Bu buyruğa uyan Kaptan-ı Derya, biyografisini yazdırmıştır, bu esere günümüz Türkçesinde de ulaşmak mümkündür. Barbaros Hayrettin Paşa’nın öldüğü zaman mezarından dalgaların sesini duyabileceği bir yere gömülmek istediği rivayet edilir. Büyük Kaptan-ı Derya’nın Beşiktaş’ta bulunan türbesi, vasiyetinin saygıyla yerine getirildiğinin nişanıdır.
2,143 okunma