8 Madde İle Misafirperver Gakkoşların Diyarı Elazığ
Bir çayın iki tarafında yaşayan âşıkların, yaktıkları çıralarla mesajlaşıp buluşmalarıyla başlıyor efsane… Elazığ yöresine ait ünlü “çayda çıra” oyunu da işte bu efsaneye dayanıyor. Kültür ve Yaşam’ın bu sayfasında Doğu Anadolu’nun en eski şehirlerinden Elazığ’a kısa bir yolculuk yapacağız. Siz de bizimle misafirperver insanların memleketi “gakkoşlar/ kardeşler” diyarı Elazığ’a uğramaya ne dersiniz?
Elazığ ovasını tepeden bir bakışla görebileceğiniz Harput Kalesi için şehrin simgesi diyebiliriz. Tam da antik yerleşim alanı Harput’un içinde kalan yapı MÖ 8. yüzyıla ait… Efsaneye göre harcı karılırken su kıtlığı nedeniyle süt kullanılmış ve bu nedenle “Süt Kalesi” olarak da isimlendirilmekte…
Elazığ’a gittiğinizde şehrin tarihi ve doğal güzelliklerine geçmeden önce merkezdeki kapalı çarşıya illa ki uğramalısınız. Bakırcı ustalarını hala yaşatan ve çekiç sesinin eksik olmadığı çarşıda baharatlar, kuru yemişler, pestil, orcik, tulum peyniri gibi yöreye has envaiçeşit ürün bulabilirsiniz.
Keban ilçesinde Fırat Nehri üzerinde 1965-1975 yılları arasında Keban Barajı inşa edildikten sonra oluşan göl ülkemizin en büyük ikinci yapay gölü… 125 km uzunluğunda olup geniş bir alanı kaplayan Keban Baraj Gölü çevresini Erzurumlular mesire yeri olarak kullanıyor.
Elazığ’da bir kayak merkezi olduğundan haberiniz var mıydı? 2347 metredeki Hazarbaba Dağı’nda bulunan bu merkez, 1997 yılından beri kış turizmi için ülkemizin önemli alternatiflerinden biri. Şehir merkezine 30 km mesafede bulunuyor ve otobüslerle kolaylıkla ulaşım sağlanabiliyor. Kayak merkezinin cazibe nedenlerinden biri de hâkim olduğu Hazar Gölü manzarası…
Elazığ özellikle de Harput yüzyıllar öncesine ait türbeleriyle de öne çıkar. Üryan Baba Türbesi, Şeyh Şerafeddin Türbesi, Zahri Baba Türbesi, Beşikli Baba bunlardan sadece birkaçı… Yakın zamanda onarılan sekizgen planlı Seyyid Mansur Baba Türbesi ise bölgede en çok ziyaretçi ağırlayan yapılardan biri…
Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen fakat Artukoğulları dönemine, yani 12. yüzyıla kadar gidebileceği sanılan tarihi Palu Köprüsü şehir merkezine 80 km uzaklıktaki Palu’da inşa edilmiş. 193 m uzunluğundaki köprü 4.5 m genişliğinde ve dokuz kemer gözünden oluşuyor.
Şehrin yapım tarihi bilinmeyen çok sayıdaki kalıntılarından biri de Surp Lusavoriç Kilisesi’ne ait… Geçmiş dönemlerde tahribata uğramış yapı yine de ayakta kalmayı başarmış. Birçok medeniyetin yaşam sürdüğü bu topraklar her köşesinde farklı bir kültürün, inanışın izlerini taşıyor. Palu’da bulunan bir başka kilise de Meryem Ana Kilisesi ve nispeten daha iyi korunmuş durumda…
“Çedene” ismiyle de anılan menengiç kahvesi aslında menengiç ağacının meyvesinden oluşan çedeneden yapılıyor. Biraz karışık oldu değil mi? En iyisi biz Elazığ’a gittiğinizde mutlaka bir fincan menengiç kahvesi içmelisiniz diyerek noktalayalım listemizi. Solunum yollarına, ses teli problemlerine, öksürüğe iyi geldiği söylenen kahvenin keskin kokusunu uzun süre unutamayacağınızı da belirtelim.
1,914 okunma