8 Madde İle Hekimlerin Öncüsü İbn-i Sina
Kayıtlara göre 980-1037 yılları arasında yaşamış İbn-i Sina, sadece 57 yıl süren ömrünün henüz yarısına bile ulaşmamışken “dönemin en iyi hekimi” unvanına kavuşmuş bir bilim insanıdır. Filozof, fizikçi, astronom ve yazardır da aynı zamanda… Orta Çağ Batı dünyasında modern bilimin kurucularından kabul edilen kişidir… Gelin, büyük bilginin hayatından kesitler anlatmaya listemizdeki maddelerle devam edelim.
İbn-i Sina Afşana’da, yani günümüz Özbekistan’ında Buhara’ya yakın bir köyde dünyaya geldi. Babası da bilim insanıydı ve Buhara’da iyi bir eğitim alarak yetişti, öyle ki 19 yaşına geldiğinde doktor unvanına sahipti.
Dünyanın en büyük hekimlerinden biri olarak kabul edilmeye başlandığında henüz 21 yaşındaydı. Kanın gıda taşıyan sıvı olduğunu keşfeden kişi oldu. Büyük ve küçük kan dolaşımlarından, kalbin karın ve kapakçık sisteminden söz etti. Mikroskopun olmadığı bir dönemde mikropların varlığına değinerek kimi hastalıkların bulaşma nedeninin gözle görülmeyen yaratıklar olabileceğini ileri sürdü.
Batı dünyasında “Avicenna” adıyla tanındı. El-Kanun fi’t-Tıb yani Tıp Kanunu isimli beş kitaptan oluşan eserinin Arapça’dan Latince’ye 10 çevirisi yapıldı. Bu ansiklopedik kitap Batı üniversitelerinde 400 yıl boyunca temel eser olarak okutuldu. “Hekimlerin Öncüsü” olarak nitelendirildi, “Büyük Üstad” ifadesiyle onurlandırıldı, resmi Galen ve Hipokrat’la yan yana asıldı.
İbn-i Sina sadece bir tıp bilgini de değildi. Çoğunlukla mecburi nedenlerle yer değiştirdiği gezgin dönemlerinde Belh’teki, Hamedan, Horasan, Rey’deki ve tabii ki İsfahan’daki büyük kütüphanelerden yararlandı. Gittiği yerlerde hekimlik yapmaya devam ederken metafizik, ruhbilim, akıl konularında çalışmalar yaptı ve Farabi gibi insanların özellikle ruhsal hastalıklarının müzikle tedavi edilebileceğini öne sürerek yöntemlerini geliştirdi.
Yaşamı boyunca başından pek çok olay geçti, vezir de oldu hapse de düştü. Hayata gözlerini yumduğu yer ise neredeyse son 10 yılını geçirdiği, dünyanın en eski şehirlerinden Hemedan oldu. Sonraki yıllarda, bölgenin en eski yapılarından Kavus Kümbeti’nden örnek alınarak İbn-i Sina için büyük bir mozole yapıldı.
Günümüzde Hemedan şehri İbn-i Sina adına en çok rastlayacağınız yerlerin başında gelir; caddelerinde, sokaklarında, iş yerlerinde, eczaneleri ve hastanelerinde… Mozolesinin bulunduğu yerde bir de müzesi bulunur.
İbn-i Sina adı Hemedan’da olduğu gibi dünyanın pek çok yerinde yaşatılmaya devam etmektedir. Türkiye, Mali, Fransa ve Kuveyt’te adına basılan pullar bunun sembolik birer örneğidir.
En manidarı ise büyük üstadın adının bir zirveye verilmesi olsa gerek… Günümüzde, Kırgızistan sınırındaki dağlık bölgede bir zirve İbn-i Sina Tepesi adıyla anılmaktadır.
14,465 okunma