8 Madde ile Geleneksel Altın ile Süsleme Sanatı Tezhip
Anadolu’ya Selçuklular ile gelen, Osmanlılar döneminde geliştirilen geleneksel Türk el sanatlarımızdan biri de tezhip… Günümüzde ise pek çoğu gibi yaşatılmaya çalışılanlar arasında… Zaman zaman karşılaştığınız eserlerde, altın, gümüş simlerle bezeli süslemeler gördüğünüzde tezhip sanatının bir örneği ile karşı karşıya olduğunuzu anlayabilirsiniz belki ama bu ince sanatı biraz daha yakından tanımak için 8 maddelik listemizi gözden geçirebilirsiniz.
Çoğumuz için tanıdık bir kelime olmayan “tezhip”, Arapça “zeheb” kökünden türetilmiş ve altınlama, altın ile süsleme anlamına geliyor. Bu sanatın kadın sanatkârlarına müzehhibe, erkek sanatkârlarına müzehhip deniyor.
Tezhip, samur kılından yapılan fırçalar, altın, boya, bitkisel jelatin, mühre gibi malzemeler yardımıyla yapılıyor. Eskiden kök ve toprak boyayı kendisi hazırlayan müzehhipler bugün çeşitli hazır boyalar kullanabiliyorlar. Temin ettikleri varak altını inceltmek için “ezme” adı verilen işleme tabi tutuyorlar ve jelatin ile kıvamını ayarlıyorlar. Hatta altının ayar derecesine göre farklı tonlamalar da elde edebiliyorlar. Mühre ise altın üzerinden boya görüntüsünü almak ve parlaklık vermek için kullanılan malzemeye deniyor.
Desen üzerine kurulu olan tezhip sanatında, desenler öncelikle motiflerle oluşturuluyor ve bu kültürde yüzyıllar içinde oluşmuş bir motif zenginliği bulunuyor. Geometrik motifler, natüralist bitki motifleri, rumi, hatayi, yaprak, palmet, lotus, zencerek, bulut, münhani gibi isimleri olan motifler kullanılıyor.
Tezhiple bezenmiş eserlerdeki renk yoğunluğuna bakarak ait olduğu dönemi anlamak mümkün diyebiliriz, çünkü farklı dönemlerde farklı renklerin kullanımı tercih edilmiş. Örneğin Selçuklularda altın, mavi ve kızıl kahve daha yoğun kullanılırken, Fatih döneminde mavi, beyaz, yeşil, siyah, turuncu renklerine ağırlık verilmiş. 17. yüzyılın hâkim rengi ise altın olmuş.
Tezhip sanatının özellikle yazma eserlerde görebileceğimiz türleri bulunuyor. Ama elbette her sanatkâr, zahriye sahifeleri, serlevhalar, sure başları, hatime sahifeleri, ayetler aralarında bulunan duraklar, aşır gülleri gibi türleri uygularken kendi üslubuyla farklılık yaratabiliyor.
Tezhip eserlerine bir kez bakıldığında oldukça sabır ve emek isteyen bir iş olduğunu anlamak güç değildir. Hatta sanatkârlarının tahrir çekerken, yani yazıların ve yaldızların etrafına mürekkepli fırça ile ince çizgi çekerken sık sık nefeslerini tuttuklarından, bundan sebeptir ki uzun da yaşadıklarından söz edilir.
Eskiden çoğunlukla el yazması kitaplar, fermanlar üzerinde kullanılan sanat bugün mimari alanlarda, mobilyalarda, eşarp, kravat gibi kumaşlar üzerinde kendini göstermektedir.
Ülkemizde tezhip sanatının öğretildiği Şark Tezyini Sanatlar Mektebi 1936 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ne bağlandı ve hala ülkemizdeki Güzel Sanatlar Fakültelerinin Geleneksel Türk Sanatları bölümünde tezhip eğitimleri verilmektedir.
8,438 okunma