7 Madde ile Türkiye’nin Komedi Duayenlerinden Suna Pekuysal
Geleneksel Türk Tiyatrosunun devleşmiş isimleri aramızdan ayrıldığında geride kalanlara ürettikleri eserlerle birlikte aynı dönemde yaşamanın gururunu da bırakırlar. 2008 yılında 75 yaşında dünyamıza veda eden Suna Pekuysal da böyle bir isimdi. 53 yılını tiyatro ve sinemaya veren, bu süre içinde 250 oyun 100 filmde rol alan, tiyatro tarihimizin duayen kadın temsilcisini listemizin 7 maddesi ile anıyoruz.
Suna Pekuysal İstanbul Belediye Konservatuvarı Şan ve Bale Bölümünde öğrenim gördüğü sırada 1949 yılında tiyatro ile tanıştı. İlk kez “Artist Aranıyor” isimli bir tiyatro oyununda rol aldığında 16 yaşındaydı.
Bir söyleşisinde Şehir Tiyatrosunun çocuk bölümünde oynarken diğer roller de dâhil bütün oyunu ezberlediğini anlatır. Figüran olarak oynadığı Peer Gynt oyununda yine bütün metni ezberlemiştir. Başrol oyuncusu Jeyan Mahfi bir gün 40 derece ile yataklara düşünce öne atılır, “Hocam ben oynayabilir miyim yerine?” diyerek Muhsin Ertuğrul’un karşısına çıkar. Ertuğrul’un sorduğu “Kim bu kız?” sorusunun ardından sahneye çıkar, başrolde oynar ve alkışı alır.
Konservatuar eğitimi almamıştı ama her biri birer okul olan usta tiyatrocular hocası, rol arkadaşı oldu. Vasfi Rıza Zobu, Hazım Körmükçü, Talat Artemel, Reşit Gürzap, Mahmut Moralı, Şevkiye Mav gibi efsane isimlerin öğrencisi ve halefi oldu.
Sinema filmlerinde başrol de aldı yan rollerde de oynadı. 1963 yapımı Yedi Kocalı Hürmüz’de Hürmüz, Küçük Hanım’ın Şoförü’nde hizmetçi kız, Keloğlan filmlerinde anne rolündeydi. Ama hepsinin ötesinde hafızalara “Suna Abla” olarak yer etti.
Radyo tiyatrosunda, arkası yarınlarda seslendirme yapan Suna Pekuysal, radyodaki temsillerine duyduğu özlemi, “Bir ömürdü onlar benim için, bugün çağırsalar koşarım, koşmak ne kelime uçarım!” sözleriyle ifade etmişti. Yerli yabancı pek çok filme sesini bırakmış bir dublaj sanatçısıydı da aynı zamanda. Türkan Şoray’ı ilk filmi olan 1961 yapımı Güzeller Resmi Geçidi’nde seslendiren de o oldu.
Emektar sanatçı Türk Tiyatrosunun klasikleşmiş eserlerinden Lüküs Hayat operetinde 14 yıl kesintisiz rol alarak Zihni Göktay ile beraber bir rekora imza attı. Yaşamı boyunca birçok ödül aldı ama “Sanatçı ödül aldığı vakit sanatçı olmuyor.” cümlesini kayıtlara düşmekten de geri durmadı.
1998 yılında emekli edilmesine kızmıştı. Sanatçılıktan emekli olunamayacağını her fırsatta tekrarladı. Usta sanatçı bir röportajda söylediği “Sahne bağışlamaz hiç. Sahne özveri, hürmet ister. Oldum demek öldüm demektir. Bitmek demektir…” sözleriyle hepimize adeta duayen olmanın sırrını açıkladı.
1,630 okunma