Gerçeğin ve Kurgunun Yazarı Umberto Eco
Hiçbir zaman aşk hikâyesi yazamayacağını çünkü çok özel şeyler anlatmak istemediğini söyleyen bir yazardı Umberto Eco… Ne var ki kitaplarında daima çok özel olmasa da çok önemli şeyler anlattı ve listemizin bugünkü konuğu oldu.
“Umberto Eco kimdir?” sorusuna pek çok okuru da dâhil “Yazar!” cevabını verebilir. Oysa entelektüel olduğu kadar romanları sayesinde popüler de olan İtalyan yazar, aynı zamanda bir bilim insanı, tarihçi, filozof ve eleştirmendi.
Hatta Eco, bir yazar olarak tanınmadan çok daha önce Floransa Üniversitesi’nde görsel iletişim dalında profesör unvanı almış, sonrasında Bologna Üniversitesi Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü’nün başına getirilmiş göstergebilim uzmanı bir akademisyendi.
Umberto Eco için 1960’lı ve 70’li yıllar kitle kültüründen güncel olaylara kadar geniş bir yelpazede araştırmalar yaptığı, edebiyat üzerine incelemelerde bulunduğu, iletişim konulu yazılar yazdığı, Ortaçağ üzerine çalıştığı dönemlerdir. “Tez Nasıl Yazılır?” ya da “Göstergebilim Kuramı” gibi kitapları bu dönemin ürünleridir.
Ünlü yazarın ilk ve en ünlü romanı “Gülün Adı” ise 1980 yılında gelmiştir. “Diyalog yazamayacağıma inanıyordum.” düşüncesiyle reddettiği bir yazarlık teklifi, içindeki volkanı ateşlemiş, Ortaçağ’da geçecek bu tarih ve gizem dolu romanı ortaya çıkarmıştır. Ve sonrasında kendi deyimiyle romanlarının en iyi tarafı diyaloglar olmuştur.
Umberto Eco’nun 8 yılda tamamlayıp 1988’de yayımladığı ikinci romanı “Foucault Sarkacı” da ilki gibi büyük ses getirir. Bilgi yüklü bu roman da Orta Çağ’da geçmektedir ve Türkçeye çeviren Şadan Karadeniz’in ifadesiyle ne tarih, ne serüven, ne polisiye, ne bilim romanıdır; kurgusuyla, biçimiyle kendine özgü bir roman, hatta “Eco-roman”dır.
Orta Çağ uzmanı İtalyan yazarın tarih bilgisiyle süslediği bir romanında İstanbul da 1204 yılında yağmalanan bir kent olarak yerini alır. Bu eserin adı Baudolino’dur ve olaylar imparatora danışman olarak 3’üncü Haçlı Seferi’ne katılan genç Baudolino etrafında döner. 2000 yılında yayımlanan kitabı için Umberto Eco 1998’de İstanbul’a gelmiştir.
Eco, kitaplarındaki dili o dönemde kullanılan dile en yakın biçimde kullanmaya çalışarak zoru başarır. Romanlarını ortaya çıkarırken en keyif aldığı sürecin araştırma olduğunu söyleyen yazarın en keyifli kitaplarından biri de “Güzelliğin Tarihi”dir. Bu yapıtında ilk çağlardan günümüze uzanan farklı güzellik tanımlarını araştırarak okuyucusuna sunmuştur.
1932 doğumlu Umberto Eco’ya hayatını kaybettiği 2016 yılına kadar çok sayıda ödül, unvan ve nişan verilmiştir. Fransa Légion d’honneur Kumandanı unvanından Almanya Pour le Mérite Madalyası’na, İtalya Büyük Yıldızlı Şövalyesi unvanından Asturias Prensliği Kültür ve Sanat Madalyası’na, Strega Ödülü’nden Viareggio Ödülü’ne…
1,640 okunma