Ülkemizin Doğasının 8 İlginç Özelliği
Doğası güzel, çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz ama güzelliği kadar başka özellikleriyle dikkat çeken doğa oluşumlarına da sahibiz. Güzel olduğu kadar “tek”, güzel olduğu kadar “farklı”, güzel olduğu kadar “şaşırtıcı” ve daha nicesi… Ülkemiz doğasının 8 ilginç özelliğini listemize alıyoruz.
ABD’nin Arizona Eyaleti’ndeki dünyanın en büyük kanyonu Büyük Kanyon’dan sonra ikinci büyük kanyon Türkiye’de, Uşak sınırları içindeki Ulubey’de bulunuyor. Keşfi yakın tarihlere dayanan kanyon Ulubey ve Banaz Çayları boyunca devam eden bir ana kanyon ile bu dev kanyona bağlı onlarca kanyondan oluşuyor. Kelime anlamı olarak kanyon, “Bir akarsuyun oyarak oluşturduğu, duvar gibi dik yamaçları olan dar ve uzun yüzey” demek.
Obruk, “İçinde su biriken çukur yer” anlamına geliyor. Yer altı suyu ile karbondioksit birleşmesinden oluşan karbonik asit, kireçtaşı yoğunluğu bulunan toprağı çökerterek mağaralar oluşmasına neden oluyor. Zamanla mağaraların üstündeki toprak da çökünce obruk oluşuyor. Konya coğrafyasında 20’nin üzerinde obruk gölü bulunuyor. Bunlardan bir tanesinin adı da Obruk Gölü… Konya’da bu doğal oluşum hakkında dededen toruna geçen efsaneler ise en az göl kadar fantastik.
Bir kirpi ve peşine düşen çoban sayesinde 1999 yılında keşfedilen bir mağara Gilindire Mağarası… Kirpinin bir oyuğa girmesi ve bunu çobanın görmesi ile bu doğa harikası gün yüzüne çıkmış. Mağarayı keşif sırasında da içindeki gölle karşılaşılmış. Bir kısmı tatlı bir kısmı tuzlu suya sahip bu göl ayna gibi parladığı için Aynalıgöl, mağaraya da Aynalıgöl Mağarası deniyor. Denizden ve karadan gidilebilen bir alan burası. 555 metre uzunluğundaki mağaranın hem tavan kısmı hem de su içinde kalan kısmında dikitler bulunuyor.
Üç ilin, Ankara, Konya ve Aksaray’ın sınırlarının kesiştiği bölgede bulunan Tuz Gölü Türkiye’nin ikinci büyük gölüdür ve olağanüstü bir doğa oluşumudur. Gölde tuz birikmesine neden olan birkaç etken bulunur, fakat kısaca, meteorolojik suların yer altına süzülerek daha önce oluşmuş tuz kubbelerini eritmesi ve tektonik hatlar boyunca yüzeye taşımasıyla oluştuğu ifade edilir. Ülkemizin tuz ihtiyacının %40’ını karşılayan göl aynı zamanda ülkenin derinliği en az olan gölüdür.
Rize’de Ayder Yaylası’ndaki Gelin Tülü Şelalesi’nden daha yüksek ya da daha uzun şelaleler var olsa da şelalenin ilginç biçimiyle uyandırdığı his ve bu sebeple kendisine uygun görülen ismi başlı başına farklı olmasını sağlıyor. Yaklaşık 1500 metrelik dik bir akışla inen şelale son noktada kendini 23 metredeki kayalardan boşluğa bırakırken görüntüsü uzun bir gelin duvağını andırıyor. Bu görüntünün tamamı en iyi Ayder’in üst kısmında yer alan Huser Yaylası’ndan görülebiliyor.
Ağrı Dağı’ndan sonra Türkiye’nin ikinci en yüksek dağı Cilo Dağı’dır. Tepesi yaz kış erimeyen karlar ve buz örtüsüyle kaplıdır. Sahip olduğu zirveler ve buzullarla en ilginç dağ görüntülerinden birini yansıtan Cilo, Güneydoğu Torosların en doğu uzantısını oluşturur.
Denizi, yeşili, doğası ile insana burası cennet dedirten Çıralı, sahilinin bir ucunda caretta caretta kaplumbağaların yavrulama alanı ve aynı zamanda antik bir yerleşim yeri Olimpos, diğer ucunda Yanartaş ile mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Yanartaş, kayalıklar arasından sızan gazın sürekli olarak yanmasından dolayı bu adı almış. Bu ilginç yer, ağzından alevler saçan üç başlı canavar efsanesiyle birlikte yerli yabancı turistlerin ilgi odağında.
Türkiye’nin en büyük gölü ve dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün tarihinde bir canavar hikâyesi de bulunuyor. Canavarı gördüğünü iddia edenler, üzerine yapılan haberler, tartışmalar araştırmalarla özellikle 90’lı yıllarda adından çok söz ettirmişti. Bu yerli canavar hikâyesi gündemi etkilemede ve Van Gölü’nün adını duyurmada o kadar etkili olmuştu ki en sonunda Gevaş’ta anısına 4 metre yüksekliğinde bir heykel bile dikildi.
2,391 okunma