DÜNYANIN İLK ARABALI VAPURU SUHULET
Suhulet sadece ülkemizin değil, dünya genelinde modern arabalı vapurların da ilk örneğidir. İngiliz tersanelerinde inşa edilen bu öncü vapur, Adriyatik Denizi’nin soğuk dalgalarını aşarak Ege Denizi’ne, oradan da İstanbul’a ulaşmıştır. Suhulet, İstanbul Boğazı’nın iki yakası arasında taşıma hizmeti sunarak dönemin ulaşım anlayışında çığır açmıştır. Denizlerin bu öncü arabalı vapuru Suhulet’in etkileyici hikâyesini ve tarih boyunca üstlendiği rolü yazımızda okuyabilirsiniz.
Suhulet, 1851 yılında Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde kurulan ve İstanbul Boğazı’nda yolcu ve yük taşımacılığı yapan Şirket-i Hayriye için tasarlanmıştır. Bu vapur, Boğaz’daki ulaşımı kolaylaştırmak ve şehrin sosyoekonomik yapısına katkı sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. 1870 yılına gelindiğinde, Şirket-i Hayriye müdürü Hüseyin Hâki Efendi, şirket çalışanlarından İskender Efendi ve Hasköy Tersanesi’nin mimarı Mehmed Usta ile birlikte, o döneme kadar eşi benzeri görülmemiş bir deniz taşıtının planını çizdi. Bu yenilikçi tasarım, daha sonra üretim için Londra’daki bir tersaneye sipariş edildi. Suhulet, dünyada arabalı vapur konseptinin ilk örneği olarak tarihe geçti ve sonraki yıllarda benzer tasarımlara ilham verdi.
Önü ve arkası ayırt edilemediği için, hangi yöne gidiyorsa o tarafı “ön” kabul edilen Suhulet, ahşap gövdeli ve buharlı motorla çalışan bir deniz taşıtıydı. 45,7 metre uzunluğa ve 8,5 metre genişliğe sahip olan vapur, yandan çarklı bir tasarıma sahipti. Gücünü, 450 beygir gücündeki tek silindirli bir buhar makinesinden alarak çalışıyordu. 1870 yılında hizmete girdiğinde, saatte yaklaşık 7 mil hızla seyredebilme kapasitesine sahip olan Suhulet’in üst kısmında yolcular için oturma alanları, alt kısmında ise araç taşımacılığına uygun özel bölümler bulunuyordu. Kaptan Ahmet Efendi’nin yönetiminde Üsküdar ve Kabataş arasında hizmete başlayan Suhulet, ilk yolculuğunda top arabalarını taşıyarak önemli bir görevi yerine getirdi.
Üsküdar İskelesi’nin henüz inşa edilmediği bu yıllarda Suhulet ilk seferini, kayıkların ve geniş gövdeli bir tür tekne olan mavnaların yanaştığı tahta iskelelerden yaptı. Ancak, Anadolu yakasından Avrupa’ya kayıkçılık yapan esnaf, işlerinin zarar göreceği ve gelirlerinin azalacağı endişesiyle vapura direniş gösterdi. Kayıkçılar, vapurun önünü keserek seferlerin aksamasına neden oldu. Tüm bu direnişlere rağmen, Üsküdar-Kabataş hattında düzenli seferler gerçekleştiren Suhulet, İstanbul Boğazı’ndaki taşımacılığı daha hızlı ve düzenli bir hâle getirdi. İstanbul halkı için büyük bir kolaylık sağlayan bu vapur, zamanla Boğaz ulaşımının vazgeçilmez bir parçası hâline geldi.
Dünya denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Suhulet, ilk seferinden bir yıl sonra, ikinci arabalı vapurumuz olan “Sahilbent” ile birlikte İstanbul sularında hizmet vermeye başladı. 1871 yılında seferlerine başlayan ve 27 baca numarasıyla kayıt altına alınan bu vapura, “iki kıyıyı bağlayan” anlamına gelen Sahilbent adı verildi. Savaş yıllarında, topçu bataryalarının karşı kıyıya kolayca taşınmasına imkân sağlayarak stratejik bir rol üstlenen Suhulet, 58 yıl boyunca Boğaz’da taşımacılık hizmeti verdi. Daha sonra tersaneye alınarak buhar kazanı ve motoru söküldü, yerine dizel bir makine yerleştirildi. 1952 yılında bu motor bir kez daha yenilendi ancak vapur, artık teknolojik olarak eskidiği için 1958’de hizmetten çekildi. 1961 yılında, 91 yaşındayken sökülmek üzere elden çıkarılan Suhulet, geride denizcilik tarihine kazınmış unutulmaz bir miras bıraktı.
Suhulet ve Sahilbent, uzun ömürleri ve birbirinin eşi tasarımlarıyla denizcilik tarihinde özel bir yer tutar. Sahilbent, 1927 yılında tadilattan geçirilmiş, 1952’de dizel motorla donatılmıştır. 1959’da hizmetten çekilen gemi, 1967 yılında satıldıktan sonra yeni sahipleri tarafından tamamen dönüştürülmüş ve küçük bir yük gemisi olarak “Kaptan Şükrü” adıyla yeniden kullanıma sunulmuştur. Şirket-i Hayriye, yüzyılı aşkın süre boyunca toplam 77 arabalı vapur işletmiş olmasına rağmen, bu vapurlar arasında Suhulet ve Sahilbent, taşıdıkları tarihî ve sembolik değerlerle unutulmaz bir yere sahip olmuştur.
510 okunma