ANADOLU RESSAMI NURİ İYEM
Anadolu hikâyelerini ve Anadolulu kadın portrelerini kendine has tarzıyla tuvallerine başarıyla yansıtan Nuri İyem, toplumsal-gerçekçi sanat akımının ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden. Endişeli ve ürkek bakışlı kadın portreleriyle dünyaca tanınan usta ressam Nuri İyem hakkındaki bilgileri yazımızda okuyabilirsiniz.
Nuri İyem, 1915’te Bulgaristan göçmeni bir ailenin ferdi olarak İstanbul’da doğar. Üç yaşındayken çok sevdiği ve portrelerine de konu olan ablasını kaybeder. Resme olan ilk hevesi bu dönemde kömür kalemlerle duvarları boyayarak gelişir. İlkokula Mardin’de başlar ancak 1923’te ailesiyle İstanbul’a döner ve önce mahalle mektebine ardından da İtalyan İlkokuluna devam eder. Ortaokul çağındayken Güzel Sanatlar Akademisine kabul edilir.
1941’de henüz öğrenciyken; Avni Arbaş, Turgut Atalay, Haşmet Akal, Kemal Sönmezler, Selim Turan, Fethi Karakaş, Ferruh Başağa ve Mümtaz Yener gibi toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı sanatçı arkadaşları ile “Yeniler Grubu”nun kurulmasına öncülük eder. II. Dünya Savaşı sonunda ortaya çıkan toplumcu gerçekçilik akımının resim sanatındaki yansımasını temsil eden Yeniler Grubu’na ilerleyen zamanlarda Abidin Dino, Faruk Morel, Agop Arad, Yusuf Karaçay gibi önemli isimler katılır. Grubun amacı, Batı etkisinde kalan, toplumdan kopuk ve halka yabancılaşan resim sanatını yeniden toplumla buluşturup yerel konular üzerinden toplumsal sorunlara ışık tutmaktır. Bu amaçla kendi gözlemlerine dayanarak İstanbul limanlarını ve burada yaşam mücadelesi veren insanları konu alan eserler üretirler.
Yeniler Grubu, “Liman Kenti İstanbul” konulu ilk sergisini Beyoğlu Matbuat Umum Müdürlüğü binasında açar. Türkiye’nin ilk özel resim dershanesini de Beyoğlu Asmalı Mescit Mahallesi’ndeki “S. Önay Apartmanı”nın çatı katında Fethi Karakaş ve Ferruh Başağa ile birlikte kurar ve yeni öğrencilerin yetişmesi için atölyede dersler verir. İstanbul Resim-Heykel Müzesinde bir süre Halil Dikmen’in yardımcısı olarak çalışan Nuri İyem, ilk kişisel sergisini 1946’da bir mobilya mağazasında açar.
Anadolu insanının yaşantısından esinlendiği eserleriyle kendine özgü bir tarz oluşturmayı başaran İyem, ilk dönemlerinde duygusal realizm akımında eserler üretir. 1950’den sonra yöneldiği ve onu Türkiye’de ilk soyut çalışan ressamlardan biri olarak hatırlamamızı sağlayacak olsa da bu çalışmalarını 1960’lı yılların sonunda bırakır. Köyden kente göç eden insanların; işçilerin, hamalların, balıkçıların, kadınların ve emekçilerin yaşamlarından yansımaların ağırlıklı olduğu bir sanat anlayışını benimser. Kendine özgü stilde eserler veren sanatçı, kendi kuşağının en güçlü ressamlarından biri haline gelir. İstanbul ve Ankara’da yaklaşık yirmi beş özel sergisi bulunan sanatçının; Hollanda, Venedik, Sao Paulo gibi sanat merkezlerinde de eserleri sergilenir.
Nuri İyem, 18 Haziran 2005’te Ulus’taki evinde 90 yaşında hayata veda eder. İstanbul Resim ve Heykel Müzesinde, Millî Kütüphane koleksiyonunda, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve daha birçok resmi ve özel koleksiyonlarda İyem’in eserleri sergilenmektedir.
2,543 okunma