Işığı, Gölgesi ve Resimleriyle Rembrandt
1606 ve 1669 yılları arasında yaşayan Rembrandt, değirmenci bir babanın dokuz evladından biri olarak dünyaya gelir… 14 yaşında okuldan alınarak yeteneği olduğu için bir resim atölyesine verilir. Önemli ressamlardan dersler alarak önce gravürde ustalaşır. Dönemin önde gelenlerinden aldığı siparişlerle ünlenirken yaptığı evlilikle yıldızı iyice parlar. Zengin bir hayat sürmektedir. Ne var ki annesi ve ardından eşinin ölümü Rembrandt’ın hayat çizgisinin yönünü aşağı doğru çevirir. Zamanla tüm servetini ve prestijini kaybeder. Kısacası, ışığın ve gölgenin ressamı olarak tarihe geçen Rembrandt van Rijn’in yaşamı da bol ışıklı ve bol gölgeli geçer. Bu listede ise üzerine saatlerce konuşmayı gerektiren resimlerinden 6 tanesini göreceksiniz.
Rembrandt’ın okuldan alınma nedenlerinden biri derslerden çok ilgilendiği portre çizimleriydi. 1628 yılında yaptığı bu otoportre de 22 yaşındaki Rembrandt’a ait. Sağ yanağına düşürdüğü ışık ve yüzünün diğer taraflarını kaplayan gölge onu Rembrandt yapan unsurlar.
Dr. Tulp 17. yüzyıl Hollanda’sının önemli cerrahlarındandır ve yılda bir kere verdiği anatomi dersi Rembrandt’ın resim konusu olmuştur. 1632’de yaptığı Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi isimli tablosu ressamın en ünlü eserlerinden biri.
Yeni teknikler kullanmayı seven bir ressamdı Rembrandt ve 1642 yılında yaptığı bu resimle hareket halindeki figürleri gösteren ilk kişi oldu. Gece Devriyesi isimli eseri 379,5 cm × 453,5 cm ölçüleriyle en büyük tablosu aynı zamanda.
Rembrandt çalışmalarında sadece portre ya da figürlere değil doğa betimlemelerine de yer vermiştir ama onun amacı sadece manzarayı resmetmek değildir. Bu tür resimlerine genellikle felsefi ya da melankolik bir hava katar. Kara bulutların yaklaştığı Taş Köprü manzaralı resmi de bunun örneklerinden biridir.
1663 ile 69 yılları arasında yaptığı Savurgan Oğul’un Dönüşü isimli tablosunda, dizleri üstünde babasından af dileyen oğul ile karşılığında şefkat gösteren babayı resmetmiştir. Yapım yıllarından fark ettiğiniz gibi tablo ressamın son eserlerinden biridir.
Sanatçı son yıllarında oğlunun kurduğu iş yerinde çalışarak alacaklılarla baş etmeye çalışmıştı. 1668 yılında kaybettiği oğlundan bir yıl sonra kendisi de hayata veda etti. Bu portre de Rembrandt’ın pek çok kere model olarak kullandığı oğlu Titus’a ait.
2,052 okunma