Evvel Zaman İçinde Saatin Kısa Tarihi
Saatin tarihçesi elbette uzun mu uzun bir süreci kapsıyor ama takdir edersiniz burada konuya kısa bir bakış atabileceğiz. İnsanın saat olarak kullandığı ilk araç, yaşam kaynağımız Güneş oldu ve uzun süre onunla takip etti zamanı… Ne zaman ki nüfus çoğaldı, hayat karmaşıklaştı, toplumsal sistemler değişti zamanı ölçmek de zorlaştı. Ve bakın onsuz yapamadığımız “saat” bugünlere nasıl geldi…
90 derecelik açı ile yere dikilen sopanın gölgesi, yerdeki yarım daire üzerinde Güneş ışığına göre hareket eder ve buna göre zaman eşit dilimlere ayrılırdı. İcadı MÖ 3500’e kadar giden araç Güneş’in görünmediği vakitlerde tamamen işlevsizdi.
Üst hazneden alttaki hazneye akan kum ile sadece belli zaman aralıkları ölçülürdü. 16. yüzyılda kullanılmaya başlanan saatle sürekli zamanı ölçmek mümkün değildi ve dezavantajlarından biri de uzun zaman aralıkları için başında birisinin beklemesi gerekliliğiydi.
Kısa zaman aralıklarını ölçmek için ateş saati ya da su saati gibi alternatif ölçüm araçları icat edilmişti. Örneğin Mısır’da ortaya çıkan ve 10. yüzyıla kadar kullanılan su saati, dibi delik bir kovadaki suyun boşalması ve dolmasıyla zamanı gösteriyordu.
Ortaçağ’da insanlar gün içindeki zaman ayarlarını kısa aralıkları ölçen araçlara göre yaparken, kadran ve dişli çark sistemiyle işleyen mekanik saat 14. yüzyılda Avrupa’daki dini mabetlerde görülmeye başlandı.
1524’te Alman kilit ustası Peter Henlein, kolye gibi takılarda taşınabilen ilk küçük kurmalı saati yaptı. 1656’da ise sarkaçlı saatler üretildi. Bu dönemlerde saat sahibi olmak tam bir statü göstergesiydi.
İnsanların evlerinde mekanik saat bulundurmasının lüks ve pahalı olduğu dönemlerde meydanlara dikilen saat kuleleri zaman konusundaki toplumsal ihtiyacı gideriyordu. Anadolu’daki ilk kule 1797’de dikilen Safranbolu Saat Kulesi olmuştu.
İlk kez 1970’lerde görülen ve halen kullandığımız elektronik saatler pille çalışır ve hata yapma payları bulunur. Günümüzdeki kol saatleri elektronik saatler sınıfına girdiği gibi, saat kulelerinin büyük bir kısmı da elektroniğe dönüşmüştür.
21. yüzyıl insanları içinse zaman artık akıllı saatlerden takip ediliyor. Kolumuza taktığımız ve bilgisayar sistemi ile entegre edilmiş bu saatler bilgisayara ya da telefona dönüşebilirken bu tasarıma “giyilebilen teknoloji” de deniyor.
Bir de büyük fizik laboratuvarlarında kullanılan atom saatleri var ki geçmişteki güneş ya da kum saatlerini düşününce insanın yüzüne bir gülümseme yerleşiyor. İlk kez 1949’da yapılan bu saatin, 3 milyon yılda 1 saniye hata yapma oranı ise % 22,522!
308 okunma