8 Maddede 5000 Yıllık El Sanatı Sepet Örücülüğü
Turistik bir yerde hediyelik eşya olarak satışa sunulmuş bir sepet gördüğünüzde hikâyesinin 5000 yıl önceki Eski Mısır’a dayandığı ve karşınızdaki sepetin de ta o zamanki yöntemlerle yapılmış olduğu aklınıza gelsin… Sepet örücülüğü denince aklınıza gelmesi gereken şehirlerimizi ise Kastamonu, Trabzon, Rize, Konya, Edirne diye sıralayabiliriz. Bu kadim el sanatıyla ilgili merak ettiklerinizi listemizde bulabilirsiniz.
Sepet yapımında genellikle kestane, fındık gibi ağaçların sürgünleri, bazı bitkilerin sap ve esneyebilen dalları, saz ve kamış kullanılmaktadır.
Doğadan elde edilen malzemeler kama yardımıyla yarılır ve inceltilir, dibinden başlanarak yukarı doğru tamamen el marifetiyle örülür. “Biz” ve tokmak, sepet örücülüğünde ihtiyaç duyulan diğer aletlerdir.
Kullanılan malzemesi, örgü biçimi, rengi, dokusuyla bölge bölge farklı sepetler üretilebilir ve bu konuda çevre koşulları önemli bir belirleyicidir.
Farklı büyüklükteki sepetlerin adı yörelere göre değişebilir. Örneğin, yük taşımak için yapılan dayanıklı sepete “küfe” denirken, yayvan ve geniş sepete bazı bölgelerde “sele” denmektedir.
Kullanım alanına göre de farklı tasarımları bulunur. Balık taşımak için kullanılan sepetle çiçekçilikte kullanılan sepet; ya da yumurta sepeti ile çamaşır sepeti birbirinden farklı olacaktır.
Plastik sepet yerine doğal malzemelerden üretilen sepetlerin kullanılması sağlık açısından daha güvenli olduğu için özellikle tavsiye edilmektedir.
Sepet, özellikle hayatının büyük bir bölümünü fındık ve çay bahçelerinde geçiren Karadeniz insanının en iyi yardımcısı olagelmiştir, yani adının türkülerde geçmesi boşuna değildir:
“Çayeli’nden öteye / Gidelum yali yali / Arkandaki sepetun / Ben olayım hamali…”
Ülkemizde kuşaktan kuşağa aktarılan ve yaşatılmaya çalışılan bir miras olarak sepet yapımı, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınması için önerilen kültürel değerlerden biridir.
7,214 okunma