6 Madde İle Türk Seyirlik Oyunları
Dünya tiyatrosu bugünkü konumuna pek çok aşamalar ve zorluklardan geçerek ulaşabilmiş. Ülkemizdeki yolculuğunda da adım adım ilerleyen tiyatronun bugünlere ulaşabilmesinde Güllü Agop’tan Şinasi’ye, İsmail Dümbüllü’den Muhsin Ertuğrul’a pek çok ismin emeği bulunuyor. 27 Mart günü bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Tiyatro Günü” olarak kutlanırken sizi listemizle daha eskilere götürecek ve modern tiyatro öncesinde yüzyıllarca sergilenen seyirlik oyunlarımızdan 6 madde ile söz edeceğiz.
Meddah sözlükte, “Taklitler yaparak, hoş hikâye anlatarak halkı eğlendiren sanatçı.” şeklinde açıklanıyor. Asırlar boyu Türkler arasında büyük ilgi gören meddah ve sergilediği gösteri için “tek kişilik tiyatro” da diyebiliriz. Halk arasında dolaşarak hikâyeleri canlandıran meddahlar sonunda “kıssadan hisse” çıkarır ve sürçülisan etme ihtimali olabilir düşüncesiyle özür dilerlerdi.
El kuklası, bir tezgâh altından yönetilen ya da iple veya telle yukarıdan yönetilen kuklalar… Kukla, Anadolu’ya Orta Asya’dan gelmiştir ve Türk seyirlik oyunlarının en eskilerindendir. Daha önce suret, hayal, kolkorçak gibi başka isimlerle anılırken kukla adına 17. yüzyılda rastlanır.
Karagöz, deriden kesilen ve insan, hayvan, eşya şeklinde biçimlendirilen nesnelerin ışıklandırılmış “ayna” denen perdeye yansıtılmasıyla oynanan bir gölge oyunudur. Hayali ismi verilen sanatçıların oynattığı Karagöz’de diğer ana karakter Hacivat olurdu ve çelebi, zenne, tuzsuz delibekir, acem, laz, matiz gibi yan karakterler de yer alır. Karagöz özellikle 17. yüzyıldan sonra yaygınlık göstermiştir.
Orta oyunu adının 1834 tarihli bir belgede geçtiği görülmektedir. Etrafı izleyenlerle çevrili iken doğaçlama sergilenen orta oyununda Kavuklu ve Pişekâr isminde iki önemli karakter yer alır. Özellikle yöresel ağız taklitleri ve mesleki taklitlere yer verilen orta oyunu seyircileri güldürmeyi esas alır.
Tuluat sözcüğü Arapçadan gelir ve karşılığı “doğaçlama”dır. Tuluat seyirlik oyunu da yazılı bir metne dayanarak değil, kaba bir kurgunun içi oyuncular tarafından tamamlanarak oynanan sahne sanatı demektir. Tuluatın geçmişteki en önemli temsilcilerinden biri İsmail Dümbüllü idi.
Hokkabaz zaman zaman filmlerde rastladığımız ama günümüzde ne izi ne tozu kalmış seyirlik oyunlarımızdandır. Oyun içinde bazı nesneler üzerinden hareketle hokkabaz ve yamağı arasında geçen söz oyunları bulunur. Hokkabazın elinde bir de şakşak vardır. Yamak ise, hokkabazın hilesini çözmeye çalışan kişidir. Üç küçük topun hangi kaplar içinde olduğu ya da olmadığı üzerinden diyalog gelişir.
4,736 okunma